tag:blogger.com,1999:blog-178873182017-02-09T07:52:55.438+03:00seri katilm.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.comBlogger194125tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-4165575450746374832016-02-25T00:43:00.000+02:002016-02-25T21:00:27.477+02:00sacrifice*<div class="p1">sana bugün bir abajur aldım: </div><div class="p1">bir şeyin ucunda durur ya yeşil chevrolet </div><div class="p1">kapıları açık, baltimor plakalı, usta işi </div><div class="p1">teybinde elton john’dan sacrifice </div><div class="p1">biz sahile doğru yürümüşüz </div><div class="p1">ayakizlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri </div><div class="p1">periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs </div><div class="p2"><br /></div><div class="p1">sana bugün bir mektup yazdım: </div><div class="p1">en çok </div><div class="p1">en çok güllerden sözettim </div><div class="p1">saydam, renksiz, özgür güllerden </div><div class="p1">bir gül olmak korkusundan </div><div class="p1">nedenini hatırlamıyorum ama ağladım </div><div class="p1">sağda solda yakılıp unutulmuş sönmüş sigaralar </div><div class="p1">'canım..' diye başlanılıp </div><div class="p1">yarım bırakılmış bir sürü kâğıt parçası </div><div class="p1">ruh parçası </div><div class="p1">aşk parçası </div><div class="p1">buğu parçası </div><div class="p1">haz parçası </div><div class="p1">paramparça içime paramparça bir kış gelmiş </div><div class="p1">biliyor musun ben daima </div><div class="p1">kışları saklanırım kan </div><div class="p1">kan ödüldür açıkçası </div><div class="p1">sana bugün bir kurban kestim </div><div class="p1">hâlâ ağrıyor ve akıyor bileklerim </div><div class="p1">gelip geçici bir seyahat </div><div class="p1">üzerinde konuşulmamış bir sevgi </div><div class="p1">karşılıklı hoyrat kullanılmış bedenler </div><div class="p1">aynı dalda karşılaşan iki çocuksincap </div><div class="p1">dal, ağacına düşman, sincaplar birbirine küs </div><div class="p1">dudaklarda müstehzi bir hal </div><div class="p1">yani bir yere vurup kaybolan far ışığı gibi </div><div class="p1">bir an aklıma vurup kaybolan o fevkalade hayal </div><div class="p1">vurup kaybolan ruh ve aşk parçaları </div><div class="p1">beyaz ve terli alnımda belirip dolaşan </div><div class="p1">delikanlı tanrının eli </div><div class="p1">usulca düzeltirken kâkülümü </div><div class="p1">otuz yıllık ömrümde ilk kez düşledim ölümü </div><div class="p1">bugün sana abajur aldım, bir mektup yazdım </div><div class="p1">sana, diyorum, bugün bir abajur ve mektup </div><div class="p1">ben bugün sana öldüm başkasına değil </div><div class="p1">hani o chevrolet yeşil, kapıları açık </div><div class="p1">teybinde elton john’dan sacrifice </div><div class="p1">avcumda pembe, ziftli bir alyans </div><div class="p1">vurup kaybolan buğu ve haz parçaları, </div><div class="p1">biriktirdiğimiz </div><div class="p1">zamanla biriktirenle biriktirilenin </div><div class="p1">birbirine karıştığı </div><div class="p1">ben de bir eşya mıyım diye düşündüğü </div><div class="p1">üzüldüğü şey </div><div class="p1">bir tüy gibi yanınıza gelip </div><div class="p1">bir tüy gibi dokunup ürpertip </div><div class="p1">sonra </div><div class="p1">sonra geri çekildiği… sacrifice… </div><div class="p2"><br /></div><div class="p1">koskoca bir aralık ayını müzikle geçirmiştik </div><div class="p1">sokaklarda elimizde şarap şişeleri </div><div class="p1">adlarımızın yan yana olduğu </div><div class="p1">kalpler kazımıştık ağaçlara </div><div class="p1">modern çağın gereklerine inat, </div><div class="p1">biz romantiktik biz birbirimizi seviyorduk </div><div class="p1">biz ayrılmayacaktık biz arabesktik biz.. </div><div class="p1">bugün bir abajur aldım sana </div><div class="p1">eve geldim </div><div class="p1">yatağın hep sol tarafında yatardın </div><div class="p1">sol taraftaki başucu sehpasına yerleştirdim onu </div><div class="p1">bir ampul taktım sarı soft hep istediğin gibi </div><div class="p1">ışığında bir mektup yazdım sana </div><div class="p1">teypte elton john’dan sacrifice </div><div class="p1">beni terk ettiğini bildirdiğin o telefon konuşması </div><div class="p1">gözlerinin gencecik mavisi </div><div class="p1">birden başlayan, o, telaşla, bütün gece yağan </div><div class="p1">yağmur geldi hatırıma </div><div class="p1">nedenini hatırlamıyorum ama ağladım </div><div class="p1">yüzüme kapanan ellerin </div><div class="p1">yüzümü yeryüzüne karşı perdeleyen ellerin </div><div class="p1">o okyanus ellerin geldi hatırıma </div><div class="p1">kaset sustu kapandı yeşil chevrolet’nin kapıları </div><div class="p1">tuvalette sarıldım jilete hasretle öptüm </div><div class="p1">ampul patladı bir anda alev aldı abajur </div><div class="p1">kan ödüldür </div><div class="p1">kanımı bu gece dışarı gezmeye çıkarttım </div><div class="p1">tenler birbirine düşman, âşıklar birbirine küs </div><div class="p1">nedenini hatırlamıyorum ama utandım </div><div class="p1">utandım</div><div class="p1"><br /></div><div class="p1">* periler ölürken özür diler @ küçük iskender</div>m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-81232725933082707472015-11-14T21:41:00.002+02:002015-11-14T21:42:07.721+02:00benimle savaşma kazanırsan kaybedersin<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-6pQpafwns6Y/VkeONSUcECI/AAAAAAAAAcY/STqSTWo4qY8/s1600/CTxoQCzVAAE6Oa7.jpg-large.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://1.bp.blogspot.com/-6pQpafwns6Y/VkeONSUcECI/AAAAAAAAAcY/STqSTWo4qY8/s320/CTxoQCzVAAE6Oa7.jpg-large.jpeg" width="320" /></a></div><div style="text-align: center;"><span style="color: #141823; font-family: "georgia" , serif; text-align: start; white-space: pre-wrap;"><i><span style="font-size: x-small;">neden evimizin oturma odasının duvarını taradınız ya, biz orada yaşıyorduk</span></i></span></div><span data-offset-key="6fgli-0-0" style="color: #141823; font-family: "georgia" , serif; font-size: 17px; white-space: pre-wrap;"><br /></span><span data-offset-key="6fgli-0-0" style="color: #141823; font-family: "georgia" , serif; font-size: 17px; white-space: pre-wrap;"><br /></span><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><span data-offset-key="6fgli-0-0" style="color: #141823; font-family: "georgia" , serif; font-size: 17px; white-space: pre-wrap;">“devlet geldi ccc” yazan fotoğrafa caption olarak “neden evimizin oturma odasının duvarını taradınız ya, biz orada yaşıyorduk” diye bu trajediden bir komedisi çıkarmaya çalışmaya bir anlam veremeyebilirdiniz ta ki kendini liberal diye tanımlayan ama bu halkın ortalama çoğu bireyi gibi faşist bir twitter yazarının, okuduğu okulun duvarlarına </span><span class="_5u8n" data-offset-key="6fgli-1-0" spellcheck="false" style="background-color: rgba(88, 144, 255, 0.14902); border-bottom-color: rgba(88, 144, 255, 0.298039); border-bottom-style: solid; border-bottom-width: 1px; color: #141823; font-family: "georgia" , serif; font-size: 17px; white-space: pre-wrap;"><span data-offset-key="6fgli-1-0"><span data-text="true">#SilvanaSesVer</span></span></span><span data-offset-key="6fgli-2-0" style="color: #141823; font-family: "georgia" , serif; font-size: 17px; white-space: pre-wrap;"> yazısını görünce “olm o duvarlar yeni boyandı lan” diye duvar duyarı kastığı yazıyı okuyana dek. gerçi </span><span style="color: #141823; font-family: "georgia" , serif; font-size: 17px; white-space: pre-wrap;">kaç küsur yıl okuyup sizi birer mankurta dönüştüren milli eğitim sisteminin bir kurbanı olarak </span><span style="color: #141823; font-family: "georgia" , serif; font-size: 17px; white-space: pre-wrap;">onu da okuyup bunu da okuyup yine de bir anlam veremeyebilirsiniz.</span><br /><span data-offset-key="6fgli-2-0" style="color: #141823; font-family: "georgia" , serif; font-size: 17px; white-space: pre-wrap;"><br /></span><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-q0xz4d7gzr0/VkeNUKbU9MI/AAAAAAAAAcI/85vDHwdU9n8/s1600/CTsZAYIWwAEyzze.jpg-large.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="http://4.bp.blogspot.com/-q0xz4d7gzr0/VkeNUKbU9MI/AAAAAAAAAcI/85vDHwdU9n8/s320/CTsZAYIWwAEyzze.jpg-large.jpeg" width="320" /></a></div><span data-offset-key="6fgli-2-0" style="color: #141823; font-family: "georgia" , serif; font-size: 17px; white-space: pre-wrap;"><br /></span><span data-offset-key="6fgli-2-0" style="color: #141823; font-family: "georgia" , serif; font-size: 17px; white-space: pre-wrap;"><span style="background-color: white;">devlet gelmiş silvan sokaklarını temizlemiş, kışlasına dönmüştür. ama fotoğraftaki, devlete karşı güzel hisler beslemedikleri gözlerinden belli çocukların kendileriyle büyüyecek öfkesi ‘ora’da. </span></span>m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-59527774102574061232013-10-07T23:59:00.000+03:002013-10-08T22:57:08.548+03:00i want people to be afraid of how much they love methe office'in bir bölümünde* ezik yönetici michael scott'a çalışanlarının kendisinden korkmasını mı yoksa sevmesini mi tercih ettiği sorulunca "çok basit. her ikisi de. bana olan sevgilerinden korkmalarını isterim** diyen michael bir bakıma kişisel yöneticilik deneyimindeki nirvana'yı işaret ediyor. michael'in bu politik yaklaşımını ciddiye almamayı tercih edip kişisel sınırlarımızı korumaya dönük en doğru yaklaşım ise profesyonel iş hayatına gerçek bir profesyonel gibi sevgi, saygı, korku gibi şahsi duyguları hiç karıştırmamak olur. aslında tüm bunların üstesinden gelebilecek son bir yaklaşım daha olabilirdi; kurumsal iş hayatına, title'lara ve hiyerarşilere bulaşmayıp plaza duvarlarına hapsolmadan semt pazarından bir limon tezgahlık yer kapmak. narenciye üzerinden hayata rest çekmek yasaklanmasaydı elbette.<br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-1Hh36n3k8G0/UlRZUmpMt1I/AAAAAAAAAbQ/L5p62N5HVCY/s1600/25575848.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="195" src="http://2.bp.blogspot.com/-1Hh36n3k8G0/UlRZUmpMt1I/AAAAAAAAAbQ/L5p62N5HVCY/s400/25575848.jpg" width="400" /></a></div><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><span style="font-size: x-small;"><b>*</b> <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/The_Fight_(The_Office)" target="_blank">s2e6; the fight</a> - the office</span><br /><span style="font-size: x-small;"><b>**</b> "would i rather be feared or loved? easy. both. i want people to be afraid of how much they love me." </span><br /><div><br /></div>m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-91667219834479888012012-10-20T23:59:00.000+03:002012-10-21T13:35:16.105+03:00the king of -dark- comedy<br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-cHakNaLMKGg/UIPJnhLnjvI/AAAAAAAAAYE/fpPvWUtBTn0/s1600/the-king-of-comedy-five.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="http://3.bp.blogspot.com/-cHakNaLMKGg/UIPJnhLnjvI/AAAAAAAAAYE/fpPvWUtBTn0/s320/the-king-of-comedy-five.jpg" width="320" /></a></div>tek isteği jerry langford'un (jerry lewis) şov programına çıkıp kendi şovunu yapmak, böylece tüm amerika'yı bu yeni komedi kralı ile, rupert pupkin ile tanıştırmak olan pupkin tahmin edilebileceği üzere gerçek hayatta bir kaybeden, kendi dünyasında ise komedinin yeni kral adayıdır. hayranı olduğu, dönemin şov dünyasının gerçek kralı jerry langford ile tesadüfen konuşma olanağı bulsa da kendini bir türlü ifade edemez, olaylar gelişir ve sonunda pupkin'i yine kendisi gibi saplantılı eski sevgilisi ve arkadaşı masha (sandra bernhard)'nın suç ortaklığıyla işlerin kontrolden çıkması ve komedinin kara mizaha, sonrasında (sadece pupkin için) mutlu sona dönüşmesine tanık oluruz.<br /><br /><i><b><br /></b></i><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-4GQemfwe3Ig/UIPMnmTHnPI/AAAAAAAAAZM/LS0AEviejeE/s1600/thekingofcomedy4.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-4GQemfwe3Ig/UIPMnmTHnPI/AAAAAAAAAZM/LS0AEviejeE/s1600/thekingofcomedy4.jpg" /></a></div><i><b>"yarın şaka yapmadığımı anlayacak ve deli olduğumu düşüneceksiniz. ama bu işin böyle yapılacağını anladım. bir geceliğine kral olmak ömür boyu budala olmaktan iyidir"</b></i> diyen pupkin bizi bedelini ödediği sürece istediği her şeye sahip olabileceğine ikna ediyor. ve her şey bittiğinde pupkin'in elde ettiği şöhret andy warhol'un öngördüğü 15 dakikadan daha uzun sürüyor; milyon dolarlık kitap anlaşması ve kendine ait bir şov; the rupert pupkin show.<br /><br />rupert pupkin'in orta yaşlarda ailesiyle yaşayan başarısız bir komedyen, nihayetinde tüm belirtilere sahip klasik bir loser olmasına rağmen kafasında yarattığı gerçeklikle taxi driver'ın travis pickle'inı anımsatması anlaşılabilir, de niro - scorsese işbirliğinin meraklılarına taxi driver'ın başladığı yerden başladığını düşündürmesi de mümkündür fakat kendi içinde yaşayan pupkin'in travis'e kıyasla dışındaki dünyanın boka batmış olmasıyla ilgilenmemesi, aksine bunun bir parçası olmak istemesi noktasında artık hem the king of comedy ile taxi driver'ın hem de rupert pupkin ile travis pickle'ın yolları ayrılıyor. her ne kadar pupkin ve travis için farklı dünyaların insanları desek de, pupkin'in evinde kurduğu sette karton karakterler ile prova yapması, amerika'yı pisliklerden temizlemek için aldığı silahlarıyla evinde, boy aynasında kendi kendine konuşarak prova yapan saplantılı travis'i düşündürüyor.<br /><br />the king of comedy, bir yandan şov dünyasının parmakla gösterilen adamlarının dışarıya görünen tüm ihtişamına karşın mutsuz ve donuk bir hayatlarının olabileceğini gösteren traji-komik jerry lewis karakteri ile amerikan medya eleştirisi rolüne de soyunurken, diğer yandan jerry longfod'a olan aşkını saplantılı bir şekilde gösteren masha'ya <i><b>"aileme bile onları sevdiğimi söylemedim hiç. çünkü onlar da beni sevdiklerini söylemediler."</b></i> dedirterek karakterin saplantılı davranışlarının kökenine inerek eli değmişken toplum eleştirisi de yapıyor.<br /><br />scorsese'nin muhsin bey'i, sinemanın kayıp gezegenlerinden, the king of comedy.<br /><div><br /></div>m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-26662101472571910292012-09-24T23:59:00.000+03:002012-09-25T21:28:02.079+03:00forget-me-not<br /><br />-since to be or not to be-<br /><br />yeni insanın, hafızanın işini mikroçiplere devrettiği çağda bir birinin bir diğerine bahşedebileceği en anlamlı anlamlardan biri 'hatırlamak' olur ne olur unutma beni, ne m'oubliez pas.<br /><br /><br />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-3937111224062266282012-09-10T23:59:00.000+03:002012-09-11T21:42:46.766+03:00bahçelerde börülce oynar gelin görümce <div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-hMkg55k4Ny0/UE-FD8jGELI/AAAAAAAAAW8/NLyfEE2-WMI/s1600/serikatil.org_eylul2012_template.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="61" src="http://3.bp.blogspot.com/-hMkg55k4Ny0/UE-FD8jGELI/AAAAAAAAAW8/NLyfEE2-WMI/s320/serikatil.org_eylul2012_template.jpg" width="320" /></a></div><br />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-6785607948521481612012-09-05T23:59:00.000+03:002012-09-06T23:05:53.911+03:00success is not a destination (and neither is a journey<br /><br /><br />yola koyulmadan önce yapabilir miyim diye sormazdın, yapacağın fedakarlığa, harcayacağın zamana, kendinden, hayatından vereceklerine, -önünde bir hedef var, istersen onikiden vuracağını bilirdin- silahı kınından çıkarmaya,<br /><br />-soru sorma sırası minik serçe'ye gelmiştir- DEĞER Mİ HİÇ DEĞER Mİ HİÇ DEĞER Mİ DEĞER Mİ DEĞER Mİ SÖYLE, başarılı olmak (ya da olamamak) bir yetenek meselesi midir?<br /><br />değildir, bir seçimdir minik serçe, hayatındaki öncelikler ve değer biçme meselesidir.<br /><br />bazen de biraz ağırdan alsaydın, <a href="http://youtu.be/77xgHTudXso" target="_blank">"sanki bir şeyler eksik hayatında, dur ve dinlen n’olursun ah bir defa, yerinde olsaydım beni dinlerdim, ama sen duymadın*</a><br /><br /><br />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-88670183133335678632012-08-11T23:59:00.000+03:002012-08-14T11:03:46.019+03:00citizen kane'in hayaleti ve cosmopolis<br />genç milyoner eric packer'da, parayla satın alınabilecek her şeyi elde etmiş (ve edebilecek) mutsuz zenginlere dair her şey var; aşksız ve tatminsiz bir evlilik, gerçek dünyadan izole steril bir hayat ve soğuk, duygusuz ilişkiler. eric packer gibi zengin ama mutsuzların hayatının bir döneminde yapmaktan kaçamadığı gibi kendini ve bulunduğu yeri sorgulama ve kaçış arayışı noktasında hikayeye ve beyaz limoya biz de dahil oluyoruz.<br /><br />film şehrin öteki yakasında sonlanacak kadar kısa olsa da, manhattan'dan eric'in çocukluğuna, bir önceki hayatına ve matrix'in dışına dair anımsadığı tek imgeye, berberine doğru devam eden bir yol, bir kaçış hikayesi. dış dünyadan - neredeyse- soyutlanmış steril hayatını (neredeyse çünkü limuzin mantolanmasına rağmen dışarının sesini kesmek konusunda o kadar da iyi değil) temsil eden beyaz limoyla, çocukluğuna ve bir önceki hayatına doğru çıktığı yolculuğu temsil eden berberine ulaşmaya çalışırken eric'i ve dünyasındaki bireyleri teker teker tanımaya başlıyoruz //buraya spoiler gelmeyecek//.<br /><br />citizen kane'de, kane'in karısı kane'e bir sahnede "bana bir bilezik vermekle, yüzüne bile bakmayacağın bir heykele 100 bin dolar vermek arasında ne fark var? hepsi paranın marifeti. hiçbir anlamı yok. bana hiçbir zaman hiçbirşeyi içinden gelerek vermedin, yürekten gelen hiçbirşeyi" der. kane'in çocukluğuna dönme arzusu (rosebud) ve karısı tarafından sevilme ihtiyacından yaklaşık 70 yil sonra bir başka milyoner, eric packer'in dramı 'zengin ve mutsuz erkek' hikayelerinin ne denli benzer olduğunu gösteriyor.<br /><br />somali asıllı kanadalı muzisyen k'naan'ın canlandırdığı rap şarkıcısı brother fez hem tek başına ilgi çekici bir karakter, hem de hikayenin olağan akışında, yaşam tarzı ve ölümüyle eric'in dört bir yanı maddiyatla çerçevelenmiş dünyasında anlam taşıyan bir figür olarak sığınabildiği nadir limanlardan. sözlerini k'naan'in, uyarlanan kitabın yazarı don delillo ile birlikte yazdıkları filmin muziklerinden, mecca;<br /><br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><object class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="http://0.gvt0.com/vi/Zp6hw68O6cg/0.jpg" height="266" width="320"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/Zp6hw68O6cg&fs=1&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="http://www.youtube.com/v/Zp6hw68O6cg&fs=1&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div><br />ve soundtrack;<br /><br />01 White Limos<br />02 Long to Live<br />03 Rat Men<br />04 Asymmetrical<br />05 I Don't Want to Wake Up<br />06 A Credible Threat<br />07 Call Me Home<br />08 Haircut<br />09 Mecca<br />10 The Gun<br />11 Benno<br /><br class="Apple-interchange-newline" />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-25009944182508523452012-08-10T23:59:00.000+03:002012-08-12T15:18:02.131+03:00you may like the page<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://www.facebook.com/pages/Serikatil/111732025598344" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="141" src="http://1.bp.blogspot.com/-w0m0HTNEt6E/UCeetH3HfNI/AAAAAAAAAWc/IYuoxkvS8Oo/s400/youmaylikethepage.JPG" width="400" /></a></div><br /><br /><br /><br />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-90219959009396426692012-07-27T23:59:00.000+03:002012-08-01T22:48:50.091+03:00katilimi bekliyorumkatilin cinayet mahalline geri donmesi gibidir; her kadin -zaman ve mekandan bagimsiz- iyi hissettigi ve hissettirdigi yere geri doner.m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-41842660865053442092012-07-07T23:59:00.000+03:002012-07-08T13:36:45.455+03:00xi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-OqvyLfpfaEo/T_CSA9f6zKI/AAAAAAAAAWQ/lQBLxjIQkiI/s1600/onbirinci_emir+copy.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-OqvyLfpfaEo/T_CSA9f6zKI/AAAAAAAAAWQ/lQBLxjIQkiI/s1600/onbirinci_emir+copy.jpg" /></a></div><span style="background-color: white;"><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">bu </span></span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">dün-</span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">ya-</span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">ya </span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">sen-</span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">den </span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">mi-</span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">ras </span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">ka-</span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">lan </span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">gü-</span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">zel-</span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">lik </span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">ol-</span><br /><span style="font-family: 'Courier New', Courier, monospace; font-size: large;">sun</span>m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-87684517916944245502012-02-29T23:59:00.000+02:002012-03-01T00:40:36.058+02:00doing by not doing ya da kendiliğindenliğinleştirebilemediklerimizdenmisiniz<br />kişisel lugatinizdeki <b>ısrar</b>'ı <b>işine gelirse</b> ile değiştirin; kendiliğindenliğin, teklifsizliğin verdiği hiç bir şeye ve her şeye ve her ikisine ve hiç birine sahip olmanın ve olmamanın tadına varın ve varmayın.<br /><br />kendiliğindenliğin öyle bir kelimedir ki manasından ziyade telaffuzundan yana sevilir. kendiliğindenliğin öyle bir kelimedir ki gidersin, gidersin bitmez. bugun 29 şubat 2012, kendiliğinden iyi günler diler. kendiliğinden, kendiliğinden, kendiliğindenliğinden.<br /><br /><span class="Apple-style-span" style="font-size: x-large;">kendiliğindenliğinleştirebilemediklerimizdenmisiniz?</span><br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-LpQlwXQRcaQ/T058sKfxcWI/AAAAAAAAAWI/48feL_DbJ70/s1600/wheat_field_under_threatening_skieswheat+field+under+threatening+skies_serikatil.org.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="149" src="http://3.bp.blogspot.com/-LpQlwXQRcaQ/T058sKfxcWI/AAAAAAAAAWI/48feL_DbJ70/s320/wheat_field_under_threatening_skieswheat+field+under+threatening+skies_serikatil.org.jpg" width="320" /></a></div><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />Ş İ Y İ R<br />"kendiliğindenliği manasından ziyade telaffuzundan yana seviyor,<br />kendiliğindenliği' ne güzel lan git git bitmiyor."<br /><span class="Apple-style-span" style="font-size: x-large;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span></span><br /><br /><br /><span class="Apple-style-span" style="font-size: x-small;">* wheat field under threatening skies, van gogh</span>m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-23384297670342613522012-02-15T23:59:00.022+02:002012-02-16T22:57:15.079+02:00beach_house_VID 00002-20110717-2209.3GP<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-srzQry3Lh6Q/Tz1s-EmlEUI/AAAAAAAAAV4/bNDAwU1CtDs/s1600/Beach-House-Teen-Dream.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-srzQry3Lh6Q/Tz1s-EmlEUI/AAAAAAAAAV4/bNDAwU1CtDs/s320/Beach-House-Teen-Dream.png" width="320" /></a></div><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />1.<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>"zebra" <span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>4:48<br />sanki çok gürültülü bir partiye çağrılmışsın da sıkılıp kendini kuytudaki odalardan birine kapatmışsın ('mamafih' gürültünün duvarlarda ve kulağında çınlamasından kaçamıyorsun).<br /><br />2.<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>"silver soul" <span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>4:58<br />üşüyorum kadın!<br /><br />3.<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>"norway" <span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>3:54<br />aylar önce akıllı telefonlardan biriyle çekilip bilgisayara gelişigüzel atılmış bir dosya. tek başına dosyanın ismi bile heyecanlandırıyor; beach_house_VID 00002-20110717-2209.3GP. içerik tatmin edici değil -yer yer kesilen, incelen boğulan sesler- ama kanıma giriyor, tamam bu gece, teen dream (18+)<br /><br />4.<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>"walk in the park" <span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>5:22<br />-buraya yeşilli, ağaçlı bişey gelecek-<br /><br />5.<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>"used to be" <span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>3:58<br />giymek için dolaptan çıkarıp askılığın üzerinde unuttuğum kazak oradan öylece bakıp göz kırpıyor, neden üşüdüğümü anlayıp gülüyoruz (artık üşümüyorum).<br /><br />6.<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>"lover of mine" <span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>5:06<br />hiçbir şey için benim, benimdir deme, benim şarkım diyor musun? (bizim şarkımız)<br /><br />7.<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>"better times" <span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>4:23<br />anti-sosyal network çok güzel, gelsene (eski güzel günlerdeki gibi). böylece adım james olsa şöyle derdim; i had better.<br /><br />8.<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>"10 mile stereo" <span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>5:03<br />aklımdakileri kağıda dökerdim de, tuşlara layıkıyla dökemiyorum (şimdi burada klavye yerine kağıt olsa dökerdim de, döşerdim de).<br /><br />9.<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>"real love" <span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>5:20<br />döşüme gel.<br /><br />10.<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>"take care" <span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span>5:48<br />kraliçe üçüncü victoria'nın bu dünyaya ait olmayan sesi ve aylar öncesinin hayal meyal hatıraları sarmışken dört bir yanımı, baktığım her yerd... take care.<br /><br /><div><br /></div>m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-59863442489476879912011-12-01T23:59:00.003+02:002011-12-25T19:45:02.668+02:00011211<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-4x0ENBGnySk/TvdhBqMs5PI/AAAAAAAAAVg/l_PUdrhvqLQ/s1600/retro.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="234" src="http://4.bp.blogspot.com/-4x0ENBGnySk/TvdhBqMs5PI/AAAAAAAAAVg/l_PUdrhvqLQ/s320/retro.jpg" width="320" /></a></div><br />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-37738369607902766622011-11-01T23:59:00.001+02:002011-11-14T22:32:08.450+02:00011111<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-iruV5OCJ8s0/TsF6ohW81PI/AAAAAAAAAU8/MXt8kLvDZBU/s1600/twitter_gazinizi_alir.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="141" src="http://2.bp.blogspot.com/-iruV5OCJ8s0/TsF6ohW81PI/AAAAAAAAAU8/MXt8kLvDZBU/s400/twitter_gazinizi_alir.jpg" width="400" /></a></div><br />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-7621875900965723692011-10-31T23:59:00.001+02:002011-11-02T21:40:48.296+02:00being esnaf malkovich<br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-qJhPSLkvgZI/TrGZ5-Lz3GI/AAAAAAAAAU0/rP5SPD3qfNU/s1600/pr_01_1088_max.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="284" src="http://3.bp.blogspot.com/-qJhPSLkvgZI/TrGZ5-Lz3GI/AAAAAAAAAU0/rP5SPD3qfNU/s400/pr_01_1088_max.jpg" width="400" /></a></div><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />sıcak yaz sabahlarında dükkanın önünü sulamak demektir ESNAF OLMAK veresiye defteri tutmaktır iki çay biri açık yeğene oralet bir buçuk acılı adana yanında ayrandır buyurmaz mısın abla BAKIN BAYAN BU ORNİTORENK SİZİ AÇTI bozuk yoksa sonra verirsin kardeşim istemediğin müşteriyi kapıdan geri çevirmek karşılıksız çek vermek cumaya gitmek geri gelmemektir. hayırlı işler abim, güzel abicim.<br />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-21355398796275522162011-05-10T23:59:00.014+03:002011-06-12T15:43:08.351+03:00bizim her türlü yalnızlığımız<br />yalnızken arkamızda bıraktığımız zamanlar ömrümüzden iki kere çalıyor olacak; artık telafisi olmayan ve geri gelmeyecek zamanları ve /geçmiş zamanlardan bir miras olarak/ yıllar sonra hiç beklemez ve gitmeye hiç niyet etmezken kapıyı çalacak bir kalp krizine götürecek basamakları birer, ikişer, üçer çıkarken.<br /><br /><i>yeni bir dil olacak yarın</i> dese de her ne kadar şair<a href="http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=45">*</a>; <i>bizim her türlü yalnızlığımız</i><br /><br /><br />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-17925257465824470832011-03-21T23:59:00.016+02:002011-03-22T23:45:50.894+02:00geniş zamanlar<a href="https://lh3.googleusercontent.com/-kUTvUskQpPE/TYkTjQ0IXlI/AAAAAAAAATo/kyaEDFbsXoA/s1600/imgxx.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="219" src="https://lh3.googleusercontent.com/-kUTvUskQpPE/TYkTjQ0IXlI/AAAAAAAAATo/kyaEDFbsXoA/s320/imgxx.jpg" width="320" /></a><br /><br />sabahları sıcak çorba bulunur. köprü ve viyadükler yoldan önce buzlanır. kuşlar öter. günün anlam ve önemine binaen konuşulur. her nevi alçı, boya, kartonpiyer işleri itina ile yapılır. sadece güçlüler ve hakiki sarışınlar hayatta kalır. su yüz santigrat derecede kaynar. DİKKAT KÖPEK VAR! şehrin muhtelif yerlerinde aniden yangınlar başlar. nurses look after patients in hospitals. rice doesn’t grow in cold climates. eğer hoparlörler dogru mesafede olursa <a href="http://downloads.pitchforkmedia.com/Beach%20House%20-%20Zebra%20(UK%20Radio%20Edit).mp3">bu şarkı</a> harika olur* bu pilav daha çok su kaldırır.<br /><br /><br /><br /><br /><span class="Apple-style-span" style="font-size: x-small;"><i>"eğer hoparlörler doğru mesafede olursa bu şarkı harika olur", kolaysa anlat, kolpa</i></span>m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-19597900092898551512011-03-05T23:59:00.007+02:002011-03-06T21:44:22.304+02:00adore photoshopdokuz kat gerdanlı ablalar fotoşopta ustalar. bir düzine fırça darbesiyle kırışıklıklara, siyah noktalara, istenmeyen tüylere veda edin. sigaradan kahveden sarı lekeli otuz iki dişini iki tuş hareketiyle sabah akşam karbonatla ovulmuşcasına, beyaz show.<br /><br /><a href="https://lh4.googleusercontent.com/--iMJLctDebs/TXPhvhECnXI/AAAAAAAAATk/dYeNOxAvQ1I/s1600/adorephotoshop.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="265" src="https://lh4.googleusercontent.com/--iMJLctDebs/TXPhvhECnXI/AAAAAAAAATk/dYeNOxAvQ1I/s320/adorephotoshop.jpg" width="320" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />iki resim arasındaki yedi farkı bulmaya çalışmayınız.m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-37292194919050289822011-02-04T23:59:00.008+02:002011-02-05T22:41:23.614+02:00kevıns - kevınlar (2010)<br /><br />gerçek hayatlarında da dost olan kevın'lardan kevın spacey'in kevın costner'ı, kevın costner'ın kevın cline'ı, kevın kline'ın ise kevın spacey'yi canlandırmaları seyircilerin film boyunca kendi aralarında konuşmaları ve homurdanmalarına yol açıyor. eleştirmenler bu açıdan filmi oldukça karmaşık(complicated) buluyorlar.<br /><br /><a href="http://1.bp.blogspot.com/_58bMY4-VFLo/TU204P8OiCI/AAAAAAAAATg/cJAW6n0OvLM/s1600/kevins.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="217" src="http://1.bp.blogspot.com/_58bMY4-VFLo/TU204P8OiCI/AAAAAAAAATg/cJAW6n0OvLM/s320/kevins.jpg" width="320" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />herkesin birer abigail, helen, frankie, johnny ve tom olduğu bir yerde onlar kevın olmak zorundaydılar ve kevın olmak hiç bu kadar zor olmamıştı. fakat eninde sonunda kevın olmakla yüzleşeceklerdi. <br /><br />filmin sürpriz finaliyse hayatın kevınlar için bir level daha zor olduğuna şartlananlara adeta bir ders verir niteliğinde. film, kevınların güneş doğmadan önce balığa gitmeleriyle bitiyor.<br /><br /><br /><br />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-1883366659258699722011-01-10T03:14:00.007+02:002011-01-11T00:30:28.010+02:00pi destanı<span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial;"></span><br /><pre style="font-family: Courier;">3.14159265358979323846264338327950288419716939937510582097494459230781640628620899862803482534211706798214808651328230664709384460955058223172535940812848111745028410270193852110555964462294895493038196442881097566593344612847564823378678316527120190914564856692346034861045432664821339360726024914127372458700660631558817488152092096282925409171536436789259036001133053054882046652138414695194151160943305727036575959195309218611738193261179310511854807446237996274956735188575272489122793818301194912983367336244065664308602139494639522473719070217986094370277053921717629317675238467481846766940513200056812714526356082778577134275778960917363717872146844090122495343014654958537105079227968925892354201995611212902196086403441815981362977477130996051870721134999999837297804995105973173281609631859502445945534690830264252230825334468503526193118817101000313783875288658753320838142061717766914730359825349042875546873115956286388235378759375195778185778053217122680661300192787661119590921642019893809525720106548586327886593615338182796823030195203530185296899577362259941389124972177528347913151557485724245415069595082953311686172785588907509838175463746493931925506040092770167113900984882401285836160356370766010471018194295559619894676783744944825537977472684710404753464620804668425906949129331367702898915210475216205696602405803815019351125338243003558764024749647326391419927260426992279678235478163600934172164121992458631503028618297455570674983850549458858692699569092721079750930295532116534498720275596023648066549911988183479775356636980742654252786255181841757467289097777279380008164706001614524919217321721477235014144197356854816136115735255213347574184946843852332390739414333454776241686251898356948556209921922218427255025425688767179049460165346680498862723279178608578438382796797668145410095388378636095068006422512520511739298489608412848862694560424196528502221066118630674427862203919494504712371378696095636437191728746776465757396241389086583264599581339047802759009...</pre>m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-76357119506894976052011-01-05T23:59:00.003+02:002011-01-06T21:58:48.556+02:00something about tuğçe<br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_58bMY4-VFLo/TSYTXR0e82I/AAAAAAAAATQ/hqETwaRK9Yc/s1600/picasso.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://3.bp.blogspot.com/_58bMY4-VFLo/TSYTXR0e82I/AAAAAAAAATQ/hqETwaRK9Yc/s320/picasso.png" width="262" /></a></div>picassonun bleeding woman tablosunun önündeydiler ve işyerinden arkadaşı melis'e dönüp aynen öyle demişti; "çok başarılı".<br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><i>melis'in kafasını aşağı yukarı -emme basma tulumba gibi- sallayıp hım hım diyerek onayladığını görünce de tekrar tabloya dönmüş ve yeni keşfini bir süre daha hayranlıkla incelemeye devam etmişti. melis, tuğçe'nin facebook üzerinden gönderdiği "picasso istanbul'da" event'ını gördüğünde çok heyecanlanmış, hemen o an -programının uygun olup olmadığını bile kontrol etmeden- butona tıklamıştı; "attending".</i><br /><br />tuğçe aynı hafta içerisinde öğle arası gittiği numnum'da yediği wrap, bir akşam iş çıkışı uğradığı mango'nun vitrininde gördüğü siyah çanta ve haftasonu spordan sonra en yakın arkadaşı cansu ile gittiği accesories'ta deneyip beğenip ama -nedense- satın almadığı bir çift küpe için de aynı iki kelimeyi kullanacaktı; "çok başarılı".<br /><br />tuğçe. 24 yaşında, oğlak burcu kadını. bir senedir maslak'taki bir reklam ajansında jr. art director olarak çalışıyor. önümüzdeki hafta al jamal'da sevgilisi berkecan ile birlikteliklerinin altıncı ayını kutlayacaklar.<br /><br />sizlere bunları neden anlattığımı bilmiyorum. dinlediğiniz için teşekkür eder;m.m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-3758904188291755802010-12-24T23:59:00.001+02:002010-12-25T00:27:27.264+02:00il punk non e'morto<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_58bMY4-VFLo/TRUcz03ymhI/AAAAAAAAATA/aFAlJI6aVjg/s1600/punks_not_dead_v1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="140" src="http://3.bp.blogspot.com/_58bMY4-VFLo/TRUcz03ymhI/AAAAAAAAATA/aFAlJI6aVjg/s320/punks_not_dead_v1.jpg" width="320" /></a></div><br />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-28318204818992318752010-12-17T23:59:00.003+02:002010-12-25T00:26:57.136+02:00ziyan zamanlar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_58bMY4-VFLo/TQzB4Nzxy7I/AAAAAAAAAS4/UXvsWCHidEw/s1600/previouslyonm.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/_58bMY4-VFLo/TQzB4Nzxy7I/AAAAAAAAAS4/UXvsWCHidEw/s320/previouslyonm.jpg" width="302" /></a></div><br />m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-17887318.post-54012066962590835432010-11-23T23:59:00.007+02:002010-11-26T23:31:17.398+02:00dimağımda kundera<a href="http://2.bp.blogspot.com/_58bMY4-VFLo/TPAj1ktd85I/AAAAAAAAAR0/83Z90LIXdjg/s1600/annette.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/_58bMY4-VFLo/TPAj1ktd85I/AAAAAAAAAR0/83Z90LIXdjg/s320/annette.jpg" width="320" /></a><br /><span class="Apple-style-span" style="font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 17px;">“</span>işte asıl bu ayrıntılar, kötü seçilmiş bir giysi, dişlerdeki hafif bir bozukluk, nefis bir ruh zayıflığı, bunlardır bir kadını gerçek ve canlı kılan şeyler. afişlerdeki ya da moda dergilerindeki kadınlar -ki bugün bütün kadınlar onları taklit etmeye çalışıyorlar- çekicilikten yoksundurlar, çünkü gerçek değildirler, çünkü soyut bir takım önerilerden oluşmuşlardır. onlar bir güdüm bilim makinesinden doğmuşlardır, bir insan bedeninden değil!<span class="Apple-style-span" style="font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 15px; line-height: 17px;">”*</span><br /><br /><br />-m.: <i>kundera abi</i><br />-k.: <i>efendim</i><br />-m.: <i>ver abi o kalem tutan elini öpücem</i><br /><br /><br /><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><br /></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: x-small;">* gülüşün ve unutuşun kitabı, kundera</span></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: x-small;">model: annette pehrsson</span></div>m.http://www.blogger.com/profile/10854487949121585073noreply@blogger.com1