24 Haziran 2007

pazar komseri



merdivenlerin birinci basamakları tahmin edebileceğinden çok daha önemlidir. öyle ki o güven verici duruşlarıyla kendisinden sonra gelen ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci böyle gider taa n’inci basamaklara kadar ‘abi’lik yaparlar. merdivenlerin birinci basamakları olmasaydı sonraki basamaklar da olmazdı ve o katları birbirine bağlayan uzun upuzun merdivenlerin hiçbiri olmazdı ve ikinci kata ve daha üsttekilere çıkmak için asansörleri icat etmelerini beklerdik gavurların. ey merdivenlerin birinci basamakları; sizleri seviyoruz.

“hayatta yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymadım” diyen kirli sakallı adam yalan söylüyor. bir gün bile pantolonunun altına yanlış ayakkabı, üstüne sırtına uymayan bir gömlek, sırıtan bir tişört de mi giymedin be adam? beyaz çizgili tişörtümü giyseydim keşke dediğin olmadı mı hiç? çorbanın tuzunu kaçırdığın olmadı mı? keşke daha az tuz dökseydim bile mi demedin. vapuru, uçağı 2 saniye farkla kaçırıp “hassiktir, keşke acele etseydim biraz” demedin mi? yanlış ata oynadığın olmadı mı? keşke chelse-barca maçı üst biter deseydim demedin mi? bunların hiç birini demedin mi? demedin mi be adam?

“hayatta yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymadım” diyen adam. sorduk mu?

pazar akşamlarını sevmediğini biliyorum. ben de sevmezdim ta ki pazar’ın ve diğer günlerin hikayesini işi ölüleri yıkamak olan yaşlı bir amcadan dinleyene kadar. dediklerine göre çok önceleri günlerin isimleri yoktu ve birini diğerinden ayırt etmek mümkün değildi. aslında buna gerek de yoktu. sonra bir gün, bir isimsiz gün, yedi karısı olan devrin kralı eşlerine eşit şekilde zaman ayıramadığını ve bunun da aralarında kıskançlığa yol açtığını fark etti. bunun üzerine romantik ve çılgın kralımız, o gün işbaşında olan bir gün ve istirahattaki diğer altı güne, her birinin eşlerinden birinin ismini seçmelerini istemiş. içlerinden en atak ve en uyanık olan cuma’yı seçmiş, sonraki cumartesi, sonraki çarşamba’yı derken geriye pazar ve pazartesi kalmış. ve tahmin edebileceğin gibi diğer iki gün aralarında kura çekip pazar ve pazartesi’ni gönülsüzce kendilerine isim olarak almışlar. o günden sonra kral efendi sarayının odalarında eşleri ve dışarıda maiyetiyle birlikte mutluluğu yakalayıp ülkesini şampiyonlar liginde grup maçlarına çıkarmış ve avrupa birliğiyle müzakerelere başlatmış. pazar akşamlarından nefret etmeden önce bu hikayeyi hatırla. üstelik sezon bitmediyse x-files izleyerek üzerindeki gerginliği biraz azaltabilirsin. biraz hollywoodvari olacak ama pazartesilerin ise canı cehenneme. hatta varsın hollywoodvari olsun; “fuck you mondays”. senin için yapabileceğim bir şey yok.

11 yorum:

Maybe. dedi ki...

Kraliçe Salı sallanır mıymış, Kraliçe Çarşamba çarşafa mı dolanırmış:]

7.oda dedi ki...

kraliçe perşembe nasılmış acaba??
ondan hiç bahsedilmez..??

Adsız dedi ki...

Ghana'da doğan çocuklara ikinci ad oalrak o günün adını koyarlarmış. Kofi Annan'a da cuma günü doğduğu için Kofi denmiş. Bu duurmda pazartesi doğuran anneler çocukları sayko olacak diye korkacaklar Afrikada.

Ya da ben aslında merdiven bahsini duyunca "n" sonsuza giderken olasılığıyla müsemma bir şarkıyı mırıldandığımdan bahsedecektim:

"Ooh, ooh! And she's buying the stairway to heaven. "

Adsız dedi ki...

Pinhani de haftanın sonu şarkısını dinleyelim:)
[çok seviyorum;]

cuma günleri valiz hazirlamak gibi
cuma günleri seninle ilkbahar gibi
ellerini alip dokunmamak gibi
gözlerini görüp de bakmamak gibi

hiçbir cumartesi günüm bi türlü yetmedi
asla cumartesi gece sabahla bitmedi
ben seninim , gece benim sabah benim
sen beni hiç düsünme , ben hep böyleyim

haftanin sonu bi nakarat gibi
haftanin sonu , hep ayni sözleri

pazar günleri pazartesi alir beni
pazar günleri elimdeki balik gibi
gözlerini görürken aglamak gibi
kiymetini giderken anlamak gibi

haftanin sonu bi nakarat gibi
haftanin sonu , hep ayni sözleri
haftanin sonu bi nakarat gibi
haftanin sonu , hep ayni günleri

anselmo dedi ki...

ya buna ne demeli?

friday, i'm in love / the cure

i don't care if monday's blue
tuesday's grey and wednesday too
thursday i don't care about you
it's friday, i'm in love

monday you can fall apart
tuesday, wednesday break my heart
oh, thursday doesn't even start
ıt's friday ı'm in love

saturday, wait
and sunday always comes too late
but friday, never hesitate...

ı don't care if mondays black
tuesday, wednesday - heart attack
thursday, never looking back
ıt's friday, ı'm in love

monday, you can hold your head
tuesday, wednesday stay in bed
or thursday - watch the walls instead
ıt's friday, ı'm in love

saturday, wait
and sunday always comes too late
but friday, never hesitate...

dressed up to the eyes
ıt's a wonderful surprise
to see your shoes and your spirits rise
throwing out your frown
and just smiling at the sound
and as sleek as a shriek
spinning round and round
always take a big bite
ıt's such a gorgeous sight
to see you eat in the middle of the night
you can never get enough
enough of this stuff
ıt's friday, ı'm in love

ı don't care if monday's blue
tuesday's grey and wednesday too
thursday ı don't care about you
ıt's friday, ı'm in love

monday you can fall apart
tuesday, wednesday break my heart
thursday doesn't even start
ıt's friday ı'm in love

Adsız dedi ki...

Haftanın günleri yedidir yedi
Yedidir sayın bakın yedidir
Sayın bakın yedidir yedi

Pazartesi ders var okullar başlar
Okullar şıngır mıngır okullar
Şıngır mıngır okullar başlar

Salıya var beş ders çalışsın herkes
Çalışsın haydi de haydi çalışsın
Haydi de haydi çalışsın herkes

Çarşamba geç kalma uykuya dalma
Uykuya mışıl mışıl uykuya
Mışıl mışıl uykuya dalma

Perşembe güler yüzlü Perşembe günü
Perşembe güler yüzlü Perşembe
Güler yüzlü Perşembe günü

Bu gelen Cumadır derslerin sonu
Derslerin haydi de haydi derslerin
Haydi de haydi derslerin sonu

Hoş geldin Cumartesi dinlendir bizi
Dinlendir haydi de haydi dinlendir
Haydi de haydi dinlendir bizi

Pazara tatil var çocuklar oynar
Çocuklar haydi de haydi çocuklar
Haydi de haydi çocuklar oynar

Okul şarkısıymış:P

anselmo dedi ki...

okul şarkısı olduğu çok belli oluyor;)

ben susam sokağında söylenen şarkılardan sanmıştım. biraz da grup şurup havasını andırıyor.

Adsız dedi ki...

Zamane çocukları artık bu şarkıları yemiyorlar..
Kızlar grup hepsi, erkekler ceza dinliyor:)

Adsız dedi ki...

ZATEN ŞURUB'UN VAR ÖÖLE PARÇASI;

haftanın günleri
say isimlerini
pazartesi salı
çarşamba perşembe
cuma cumartesi
ve işte pazar

Ankarada seslendirmenlik yapınca bu kuklalar iyi biliniyor :p

Adsız dedi ki...

bu kadar basit miymiş yani günlerin hikayesi? peki ya on karısı olsaymış, on gün mü olacaktı?
Pazar günlerini çocukluğumdan beri hiç sevmem, hatta pazartesiden bile fazla nefret ederim. Klasik müziği severim ama çocukluğumda Hikmet Şimşek bana nedense çok itici geliyordu. Ben çizgi film izlemek istiyordum ama trt bana zorla klasik müzik dinletmeye çalışıyordu:(

6/29/2007 03:01:00 PM

anselmo dedi ki...

grup şurup dinleyen başkaları olduğunu bilmek güzel, sadece ben dinliyorum sanıyordum. bende best of şrup(albüm isminde kelime oyunu yapmış şurupçular) var, bir ara yolunuz kadıköy'e düşerse walkman'imden dinletmek isterim banu hamfendi;)

aslında bu kadar basit değil sayın warhol. komik olan şu ki biz inanmak istemesek de 7 gün falan yok, tek bir güneş, tek bir gün, oniki değil sadece bir ay ve bir sürü yıldız var. ama kral böyle istedi; dört karısı olsa dört, ondört karısı olsa ondört günümüz olacaktı.

peki ya yedi değil de sadece bir gün olsa ve ismi de pazartesi olsaydı? ha ha(alaycı bir gülüş) işte o zaman yüzünüzü görmek isterdim.

hikmet şimşek ve pazar konseri'ne gelince; bach ve şopen, o yıllarda trt'yi ele geçirmiş olan yurdumun kaymak tabakasının, biz o yıllarda ibo, küçük ceylan&emrah dinleyip ağlayan kıroları sözümona medenileştirmek için buldukları icatlardan sadece ikisiydi.

biz bacak kadar 80'li çocuklar olarak ekran başında olduğumuz sayılı günlerden pazar gününün kocaman bir saatini işgal edip klasik müzik aşkımızın daha doğmadan içine ettiler.

hikmet şimşek ve pavorotti değerli, saygı duyduğumuz büyüklerimizdir, onlara lafımız yok ama clementine, voltran, nils ve uçan kaz ve japon kağıt katlama sanatı origami'yi daha fazla izlememize engel olan bu elitlerden büyüyünce intikamımı alacağıma dair söz vermiştim... oha lan amma senaryo yazmışım burada durayım. evet.