19 Temmuz 2008

proviously on how i met your mother

robin: sanırım zeytin teorini seviyorum
ted: sanırım yeni fransız kornonu seviyorum
robin: sanırım burnunu seviyorum
ted: sanırım sana aşık oldum

ted’in bu beklenmedik çıkışından sonra robin’le ve ışıkçısından malzemecisine kadar how i met your mother kadrosundaki herkesle birlikte yerküredeki altı milyarı aşkın dünyalı da o an işi gücü ya da neyle ilgileniyorlarsa bırakıp aynı tepkiyi gösterecekmiş gibiydi;



ne?!?!?!?!?!
ne?!?!?!?!?!
ne?!?!?!?!?!

yakın dönemde ted ve robin arasındaki diyalogla birebir örtüşmese bile benzer bir deneyimi yaşamama rağmen bunda bu kadar büyütecek ne olduğunu anlamadım. belki tek mesele henüz tanıştığı birine malum kelimeleri söylemenin ne kadar inandırıcı, ne kadar samimi olabileceğidir ama bu da böylesine bir tepkiyi kesinlikle haketmiyor.

ilk bölümden sonra karakter tahliline gelelim. robin ve ted’i esas çocuklar olarak ayrı bir yere koyarsak –ki ilk bölümde nasıl birer karakter olabileceklerine dair çok fazla ipucu veremediler-

barney, çok başarılı, çok gerçekçi bir tipleme. seinfeld’daki george costanza’nın yerine barney’i koy sırıtmayacağına eminim. erkeklerin ağırlıkta olduğu her arkadaş grubunda barney ayarında tipler bulmak çok zor değil ve ağzından eksik olmayan laf salatasına, dar suit’inden fırlayacakmış gibi duran aşırı güvenine rağmen gerçekte ve içinde başarısız olmaya mahkum biri gibi görünüyor. lilly nam-ı diğer 'sevimli surat'ın seksapeli, çekiciliği yok. ama yine de marshall gibi sıradan bir adamda ne bulduğunu anlamıyorum. marshall ise diziye sadece uzun boy ve yakışıklı kontenjanından girmiş gibi çok sıradan duruyor.

how i met your mother ile ilgili ilk izlenimlerimizi ve ilk bölümü aşağıdaki ilgi çekici diyalogla bitirelim.



-ted, henüz o gece tanıştığı robin'e 'seni seviyorum' demenin cezasını kapının önüne konarak ödediği sırada-

ted: bu hikayeyi arkadaşlarına anlattığında ‘psikopat’ kelimesinden kaçınır mısın? ‘ekzantrik’ kelimesini tercih ederim.

robin: iyi geceler ‘psikopat’

ted: 'harika'

ted: peki f trenine nasıl ulaşabilirim?

robin: iki blok bu yolu takip et ve sağa dön.

ted: biliyor musun bekarlıktan sıkıldım. bunda iyi değilim. bak... henüz tanıştığın birine onu sevdiğini söyleyemezsin. fakat bunu yapamaman çok kötü. sana bir şey anlatacağım. eğer bir kadın, sen değil, hayali bir kadın benimle birlikte bütün bunları aşabilirse çok iyi bir koca olacağıma inanıyorum. çünkü, bu benim iyi olabileceğim bir şey. onu güldürmek ve iyi bir baba olmak gibi şeyler. ve onun beş hayali köpeğini gezintiye çıkarmak... iyi öpüşmek...

robin: herkes iyi öpüştüğünü düşünür.

ted: benim referanslarım var.

robin: iyi geceler ted.

8 yorum:

Norbara dedi ki...

Slm; bir insan bu gerçek hayatta yaşarken birçok kez aşık olabilir ve geçirdiği dönemlerde öğrenebildiği duygu ve de hislerin tercümelerinde bazen de gülümseyerek önemsemeden hemen herşeyleri çabucacık unutabilir ama bazen de değil, olağanüstü bir şansla bazen de tek bir kereliğine aşık olup gerçekten sadece ve hep sevebilir ve de sonsuzca değin katlanarak severek kötü yada iyi bir kişilik olmaksızın farketmeksizlikler de sürekli onunla yaşar sonsuza değin asla onu unutmaksızın birlikte ya da çook onsuz ; aşk'ı değil de aslında yine onun özünü kullanan maddi ve manevi çoğunluğun düzenlerini kapsayan saf sevgisiyle varamamış duygusal bütünlüklerin de asla oyun olamaz; olmamalı eski ya da yeni hep fena kullanılan oyunların güncelliklerinde ki kapitalizmin ve de yan kuruluşunun romantizmin gerçek pazarlamasının yeni adıyla küresel birçok tuzakları .Saygılar.

Everfever dedi ki...

what the...?

mermaid dedi ki...

bu diziye bayılıorum

OneLastTime dedi ki...

Diziyi galiba yeni izlemeye başlamışsın.Şunu söylemeliyim ki analizlerin yanlış 3.sezona kadar izleyen biri için.(Zaten fikirlerin sonradan degişebilir)

Diziye gelirsek şu sıralar tekrarını izleyip keyif alabilecegim ''tek'' dizi

1.sezon çok güzel,2.sezon durgun(ama durgunu da yeter),3.sezon bomba

marco Stanley Fogg dedi ki...

Bu arkadaşa Ted'in 3.sezondaki bir sözüyle cevap vermek istiyorum

Ted:Dostum biz koptuk(daha ilk cümleden)

Everfever dedi ki...

ikinci bi cümle var mı?

anselmo dedi ki...

everfever ve onelasttime; başka bir ziyaretçinin yazdığı bir yoruma referans göstermediğiniz ikinci bir cümleniz varsa alalım? demek istediğim 'title' ve 'içerik' ile ilgili söylemek istediğiniz bir şey varsa söz sizin, yoksa da comment on comment'larla gereksiz yere ortamı germeyin lütfen.

Adsız dedi ki...

Denk gelince seyrettiğim dizilerden biri ama her zaman bir sürü soru uyandırıyor aklımda:

-Neden bu kanadalı biraz daha aptal değil fazlasıyla güzel ve hala zeki bakabiliyor :S
-Bu kadar ukala bir adam hala nasıl böylesine şirin gözükebilir insana :P
-Bu ikisini müzeye ya da nadir canlı türlerinin bulunduğu bir yere götürüp sergilemek lazım :)
-Böylesine dalavereci ve de ümitsiz vaka görünen birinin nasıl bir çekiciliği olabilir ki :S

Robin'in Barney ile birlikte olduğu sahne tüm kadınların aptal olduğunu bir kez dahahatırlatıyor, kötü fena halde kötü bir hatırlatma

Diziyi seyrederken büyükannemle benzerliklerimi görüp ve hangi açılardan soya çekim yaşadğım konusunda ciddi keşifler yaptma imkanı buldum :P

Unknown dedi ki...

Hayır şey daha güzel."It's a signal!"Barney diyo ya,mors alfabesiyle "ted kiss me "mi diyecekti falan.Ben gülmüştüm.Evet.